En hassas durum kardeş var ise yaşanmakta…
Eğer büyük ise, hayatın gelecek kısmının sorumluluk mesajları her fırsatta sufle edilirken, aynı zaman da aile içi davranış odağında ikinci plana düşmek…
Veya, küçük ise, büyük ve farklı olan çocukla ebeveyn olma hallerinin tüm yaşanmamışlığını küçük de yaşamak…Ona da böylece abartılı davranış ile ebeveyn davranış bozukluğunu yansıtmak…
Her iki durum iç içe de olabilir, tersi de olabilir…Ama sonuç da normal öğrenen ve büyüyen çocuğun da ister büyük ister küçük olsun hayata dair bu yaşamdan alacaklı olması halleri oluşmakta.
Ve doğaldır ki, bir şekilde hiç büyümeyecek kardeşi ile bazı yaşanmamışlıkları olacak.
Kozaköy olarak, biz kardeşler kuzenler arası iletişimi de geliştirecek tek ve ilk ortak dil olan “ oyun “ partneri haline getirmeyi önceliğe alıyoruz.
Çocuklar ne kadar çok şey paylaşırsa o kadar ortak dili de kendi aralarında geliştirerek doğal bir şekilde interaktif iletişime geçmiş oluyorlar.
Aynı şey, baba ve yakın akraba ile de gelişen ve keyifle paylaşılan davranışlar zincirini oluşturduğunda “HAYATA KATILIM “ tam sağlanmış oluyor…
Çocuğa yakınlık hisseden hiç kimse belli bir aşamadan sonra araya iletişimsizliği
bahane olarak koyamıyor…